Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
 %  50
Pera
İstanbul’da başlayıp, Diyarbakır’da devam eden Londra çıkmazında bir var olma hikayesidir Onunki Bazen sevdiğinizi korumak için savrulursunuz uzaklara, Oktay’ın göze aldığı çaresiz kayboluş gibi.  Bazen de sevdiklerinizin kıymet verdikleri için razı olursunuz, anlamsız kimliklere Oktay’ın yaptığı gibi. Bazen ise tercihleriniz bir kader olur, tıpkı Fırat’ın coğrafyasında olduğu gibi. Hayatı el yordamıyla bulanlara hiçbir şeyi zorla yaptıramazsınız derken, hayatında gelişen olayların hiçbiri kendi isteği ile
200 TL. 400 TL.
 %  50
Med Cezir
Sınırlarını tevazuuna feda etmiş Empat bir erkeğin, kısa sürede sürüklendiği sanal bir ilişkide nasıl zehirlenip farkında olmadan yavaş yavaş duygularında, ruhunda, itibarında, onurunda ve en sonunda bedeninde meydana gelen hasarı anlatan hikayesidir. Belki sadece sevilmek ihtiyacından, belki de çok güzel sevdiğinden oldu her şey. Sık ağaçlı bir ormanda yolunu kaybedenlerin döngüsünde hep derinlere attığı adımlar ile en sonunda gövdesi dallarının üzerine çatırtıyla devrilen bir ağaç gibi yıkıldığında anladı
200 TL. 400 TL.
 %  50
Krios
Ahmet amca ne oldu? Neden ağlıyorsun? dedim. Cevap gelmedi, ağlamaya devam etti. Takriben arka arkaya sıraladığım, konuya vakıf olabilmek için bir dizi soruyu da cevapsız bıraktıktan sonra sinir katsayısı arttı. Kendisine getirmek için yüzüne hızlı ve etkili tokat attım. Bana döndü sinirli bakmaya başladı. Gözleri kan çanağı olmuştu ağlamaktan, burada işler çok çabuk değişebiliyordu, ağlarken gülebilir veya boynun tek hamlede kırılabilirdi. Elbette ölmesini istemiyordum, kendisine zarar vermesi demek benim
150 TL. 300 TL.
 %  50
Bela Mıknatısı
Bela Mıknatısı, yazarın ilk öykü kitabı Beyaz Kısa Pantolon’a (1991, Ozan Y) da isim olan 26 sayfalık öyküsünden kotardığı bir roman… Okuyacak olanı içine çeken ve ayakkabımızdaki taş gibi rahatsız etmekle kalmayıp acıtacak bir mıknatıs. Rahat etmek için ayakkabıdaki taşı çıkarmak yeterli, ama bu mıknatısın sizi içine çekeceği girdaptan, yani anlatacağı gerçeklerden kurtulmanız olası değil, elinizden bıraksanız da… Çünkü etkisi çürük bir diş, ayağınızın altındaki taş veya görmezden gelseniz de içinizi karar
125 TL. 250 TL.
 %  50
Rüya’nın Mezarlığı ;Deniz’e Kavuşan Adamın Hikayesi
Geçmiş, yosun tutmuş duvarlarla çevrili bir denizdir. Baver, bellek ve unutkanlık arasında sıkışıp kalmış bir adam. Hafızasının derinliklerine yaptığı kazılar, geçmişinden yükselen iniltileri, buruk anıları ve karanlık sırları ortaya çıkarır. Kaybolan yılların izini sürerken, en büyük umudu kızına, Deniz’e kavuşmaktır. Baver’in hikayesi, sabırla bekleyen bir Yusuf gibi dipsiz kuyularda dolaşırken, belleğin ve hatırlamanın sancılı yollarında bir kurtuluş arayışını anlatıyor. Kendi karanlıklarına meşa
125 TL. 250 TL.
 %  50
Gazeteci Çocuk
Yine çoktan beri müşterisi olduğu bir toptancı dükkânının önünden geçerken gazetesini verip gideceği sıra, dükkân sahibi kaba ve sert bir şekilde seslendi ona: “Gel ulan buraya Boran! Sana Boran diyorum ki içimi rahat ettireyim. Yarın önemli bir yere gelince, ileride büyük bir adam olursan sana “Bey” demek zorunda kalabilirim.” diyerek içindeki kinini, hırsını ve kızgınlığını belli etmişti. Boran olduğu yerde sendelenerek yıkılmıştı! Ne istiyorlardı, neden böyle kırıcı davranıyorlardı? Yine posta treni ile
150 TL. 300 TL.
 %  50
Mahir’in Rüyası: Amida
O sırada Yosef, meşalelerin hemen dışında  ayin için ellerini göğe kaldırmış dua ediyordu. "Can veren de sensin can alan da sen. Aylardır yürüyoruz emanetlerinin güvenliği için tıpkı Sina Çölü’nden Kenan’a yolculuk yapan atalarımız gibi. Seni kabullenmenin acısını gün be gün yaşadık. Ateşlerde yandık, soğukta donduk, azgın sularda boğulduk, düşmanın kılıcındaki kanlarımız hala kurumadı. Senin yolunda tüm acıları test ettik. Göz yaşlarımız senin yolunda senin için akmaya devam ediyor. Yüce Allah’ım bizleri c
175 TL. 350 TL.
 %  50
Tanrım ve Ben
‘Bir insanın ruhunu çalmak, hayatını çalmakla eşdeğerdir,’ diye düşünülür. Para, erkek çocuk, daha fazla kazanma hırsı, cennetin kapısı için ibadete yönelme, bunları yaşarken yine de Suzan’la, Orhan Veli’den okuduğumuz şiirler aklıma gelirdi. Gün gelir geçmişte yaşanmış doğru ve yanlışlarla yüzleştirir hayat. ‘Tanrım ve Ben’ vicdanla yapılan muhasebeyi anlatan bir romandır.
150 TL. 300 TL.
 %  50
Rozaliya
Denizden kıyıya vuran dalgaların sesi hüzünlü bir melodiye dönüşmüştü. Uzaktan geçen yelkenlilerden kıyıya kadar ulaşan şarkıları taşıyan rüzgâr, vücudunu serin bir ürpertiye, tanımsız bir boşluğa bırakıyordu. Dalgalar kıyıya vurdukça sürüklenen çakıl taşları yüreğini derinliğe, karanlığın üstündeki yakamozların içine çekiyordu. Martların çığlıkları, anlatamadığı duygularının parçalanmış ve sürüklendikçe cam kırıntılarına dönüşen fırtınalı hayatının son sesiydi. Kırılmıştı. Onarılmayacak kadar büyük bir boş
200 TL. 400 TL.
 %  50
Bento’nun Tuhaf Huyları
Nesnesini sarmalayan kavramlar gibi adının hakkını veren “tuhaf” bir metin. “Gerçeğin canı cehenneme” der gibi gözünü gündüz düşlerine diken Bento’nun tuhaf hikâyesini okurken, “Dur hayat, dur içimde; bulandırma aklımı” diye mırıldanırken bulacaksınız kendinizi. Kendinizi bazen uğuldayan bir ormanda, bazen hevesle çınlayan bir yuvada, bazen aşka ve dostluğa meyleden içten bir sohbette, bazen de şehrin girdabından kendi ormanınıza çekilip sürükleniyor hissedeceksiniz. Tıpkı yaşam gibi devinen, kıyısını
200 TL. 400 TL.
 %  50
Hiç Kimse ;Satırlar Kirlenmeden Önce
“Satırlar Kirlenmeden Önce” Yazmak bir iz düşümü, fırtına karşısında inatla kulaklara fısıldama çabası. İlk romanım ‘Buluşma’ bir iç hesaplaşma hikâyesi idi. Hiç Kimse ise son yıllarda yaşanılan şiddetli savrulma ve çözülme girdabında karşımızdaki kırık aynadan görünenlerin yansıması. Toplumsal yaşamda savrulduğumuz yerlerde, sessiz çığlıklarla hâlâ bir şekilde devam eden o bitmez kavgaya dair bir yüzleşme hâli. Yaşamın her alanında yok sayılan ‘Hiç Kimse’lerin öyküsü ve bizlerin yaşamak ağrısına tanıklığı…
125 TL. 250 TL.
 %  40
Son Vapur
Mustafa’nın kucağından mevtayı alan görevlinin Ayşe’nin cesedini denize atması saniyeler sürdü. Baba ve oğlunun göz bebekleri âdeta yerinden fırladı, nefesleri kesildi. “Ne yaptın? Ne yaptın sen?” diye çıkıştılar görevliye. Şaşkındılar, en sevdikleri varlıkları denizin karanlık ve hırçın sularına gömülmüştü. Her ikisinin de dizlerinin bağı çözüldü, derin bir boşluğa düşercesine yığıldılar ıslak zemine. Sen söyle baba, inancımız adına bu yola düşmek doğru mu? İnanç adına ayrıştırılan bunca insanın vebalini k
180 TL. 300 TL.
 %  40
Anne Beni Neden İttin
Zaman hızlı akıyor, hızlıca insan yutuyordu. Savaş tacirleri de zaman gibi hızlıydı, amansızca çıkarları peşinde koşturuyorlardı. Her şey vatan içindi. Vatandan payı olmayan mülksüz ve kimsesizler canhıraş bir şekilde vatan için savaşıyorlardı. Vatan bu! Büyük laf. Her şey o kadar hızlıydı ki, yazarlar, sanatçılar savaşın puştluklarına yetişemiyorlardı ve yazamıyorlardı. Ahlak, sıkılan kurşunlarla delik deşik olmuştu... Auschwitz, Theresienstadt birçok ailenin soyağacını kurutmuş, yaşayanlar içinde de derin
120 TL. 200 TL.
 %  40
Yemişveren Felaketi
“İnsan çok sürmeden kendini yeni bir sınırda bulacak. Aşılacak yeni bir surun dibine kadar genişletecek uygarlığını.” “Çünkü cennet bahçemizin duvarları yıkıldı, yıkılmakta. Artık bize o sınırlar yetmiyor.” “Yıkımla beraber dışarıda kalan bütün yırtıcı hayvanlar, gecenin çocukları içeriye girdi. Artık yeni bir iletişim var.” “Onlardan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki!” “Bu bilgi transferi bizi allak bullak ediyor. Bu çok doğru! Ama felaket ve krizler olmadan gelişmeler de olmuyor.” “Bize bilmediğimiz, b
150 TL. 250 TL.
 %  40
Rastlantının Böylesi
“Rastlantıya neden olan şey, hesapta olmayan olaylardır.” Aniden irkildiğimi hatırlıyorum. Rastlantı sözcüğü, bu gizemli kadının ağzından bir kehanet haberi gibi gelmişti bana. Dönüp onun yüzüne baktım inceleyen bir bakışla. Yüzünde mutsuz bir ifade vardı. Ben ‘Seninle rastlaşmamızda hesapta olmayan nedir acaba?’ diye düşünürken dönüp bana baktı; temiz ve güzel yüzünü donuk bir beyazlığın gölgelediğini gördüm. Derin bir üzüntü, gözlerinde yardım isteyen bir ifade sanki...
150 TL. 250 TL.
 %  40
Adı Fümya (Saniye Abla)
Yıl 1920-21’ler… Samsun-Bafra’dan Amasya’ya, oradan Tokat, Sivas, Malatya, Dersim (Tunceli), Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Diyarbakır ve Siverek’e uzanan (Fümya) Saniye ablanın acılar içinde geçen duygu yüklü hikâyesini okuyacaksınız. Yaşanmış bu gerçek hikâyede anlatılanlarla yüzleşmek, anlatılanların üzerinde durmak ve tartışmak gerekiyor. Çünkü yeni acı öykülerin yazılmaması ancak ve ancak geçmişteki acı öyküleri anlatıp onlarla yüzleşerek ve insanlara o acıları yaşatanlardan hesap sorarak mümkündür.
120 TL. 200 TL.
 %  40
Leyla
Yıldız’ın tekmeleriyle kendime geldim. Elimi karnımın üzerinde sağa sola hareket ettirerek onu okşamaya başladım. Gözyaşlarım alabildiğine akıyordu. “Canım kızım, bu hareketlerin geçmiştekilerden oldukça farklı. Neden bu telaş, yoksa nail mi oldu sana? Korkma kızım, ölümden başka hiçbir kuvvet ayıramaz seni benden. Kader de uğruna ölmek varsa da olsun, mükafat olur benim için. Seni yaşatmak adına feda edeceğim canımı.” Yaşanmışlıklardan esinlenerek ve hayali karakterle gerçekler ile kurgusal gücün harmanlan
180 TL. 300 TL.
 %  40
Varoluşun Absürt Manzaraları
İnsanlar neden din insanına ihtiyaç duyar, daha doğrusu neden dine ihtiyaç duyar? Gerçekten tam olarak işlevleri ne? İnsanlar Yaradan’a inanmak, onunla iletişime geçmek için başka bir insana mı başvuruyor? Bu saçmalığa nasıl inanabiliyorlar? Bu insanlar neden bu kadar anlaşılmaz, karmaşık, neden aklımda bu kadar çok soru var? Kafayı yemeden daha fazla insanlaşmadan işimin başına dönmeliyim. Umarım şu bilim insanları bir an önce çözüm bulur ve beni bu dertten kurtarırlar. Aslında aklımdaki soruları insanlara
120 TL. 200 TL.
 %  50
Hieros Gamos
Bir tek parçada yakalayamıyordum onu. Birçok kadın, birçok erkek yüzü gelip geçiyordu hafızamdan… Kaç yüzden, kaç parçadan oluşuyordu bu yüz? Hepsi mi Hasret’ti? Bir zaman dilimi ve birden fazla parçaya bölünmüş bir yüz. Her bir parçadaki görüntüyü ötekinin üstüne, yanına koymaya, eklemeye çalıştım. Uymuyordu. O zaman, “Neden bir tek kişiyi bekliyorum ki,” diye düşündüm. Gelen bir kişi değildi ki, gelen bir zamandı, bir zamanın içinde kalan silik siluetler. Her şey onların peşine takılıp gelecekti bir
200 TL. 400 TL.
 %  50
Yokuş
Etrafımda sadece Öldürülmek İsteyen Bir İnsan, Öldürmek İsteyen Bir İnsan, boş bir Tabut, açık bir Mezar ve bu dördünün istekleri var. Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirlerine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyorlardı. Bu duruşun bitmesi içinse ilk olarak Öldürmek İsteyen İnsan’ın harekete geçme
100 TL. 200 TL.
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1