Sabahın gam vuran saatinde ölümü gömüyor Teselya bir ağaç gölgesine. Ölüm uzak fakat aşina. Bir istasyona varıyor yollar. Kırılmış eski eşyalarla yüklü vagonlar. Yaklaşan trenin sesi duyuluyor. Anın ağırlığı ve boşluğu içinde yol alıyor tren. Nehir kıyısında bulduğum boğulmuş bir yılanın kıvrılmış iskeleti taşlar arasında duruyor. Gökyüzü durgun bazen birkaç bulut görünüyor. Rüzgarla yüklü tren gölgelenmiş karanlığın içinde küçük bir parıltının görünüp yok olması gibi görünüp kayboluyor. Vagonla ...